Arka planda çalınız: "A.R. Rahman - Mausam and Escape"
Karanlığın ortasında ufukta mavi bir çizgi olarak belirdi ve yaklaştı gökyüzü. Bulutlar aceleleri olmadan birbirlerinin içinde dolanıyordu. Hızla aşağı düşen, kurşun renkli ve sivri uçlu bir koza bulutların içinde ufak bir girdap yarattı. BuG şimdi bulutların içinden geçmiş, altındaki kahverengi tonlarındaki labirentin ortasında göz kırpan kırmızı ışığa doğru hızla yaklaşıyordu. Sıfır noktasında varıp yere çakıldığında şaşırtıcı bir sessizlikle toprağa gömüldü.
Kitinle kaplı gövdesini esneterek yumurtasını kırdı ve düştüğü yerde yarattığı ufak kraterden çıktı. Pompaladığı hava ile katlı olan kanatlarını açtı, hızlıca havalandı. Yüzlerce ufak gözü ile çevresini taradıktan sonra duvardaki ufak bir kanalizasyon borusundan içeri girdi. Duvarı geçtiğinde içeride köpekbalıkları ve balinaların hakim olduğu bir su altı manzarasıyla karşılaştı. Köpekbalıkları balinaların etrafında bir çoban köpeği gibi turlar atıyor, onlara gardiyanlık yapıyorlardı.
Gözüne kestirdiği bir köpekbalığına doğru kırık bir çizgi üzerinde ani manevralarla ilerledi. Bu dev balıkların yanında ufacık kalmasının avantajını da kullanarak köpekbalığının ensesine kondu. Abdomeninin ucundaki iğneyi usulca köpekbalığına batırdı ve onlarca yumurtasını içeri boşalttı. Yumurtalar köpekbalığının omuriliğine tutunup sinir sistemine karıştılar ve kısa bir sürede kontrolü ele geçirdiler. Kafası bulanıklaşmaya başlayan köpekbalığı BuG'ın da yönlendirmesiyle diğer köpekbalıklarını tehdit olarak görmeye başladı ve saldırıya geçti. Bu beklenmeyen saldırı karşısında kısa süreli bir karışıklık yaşandı. Saldırgan köpekbalığı arkadaşları tarafından parçalarına ayrılırken BuG farkedilmeden balinalardan birisinin içine girmeyi başarmıştı.
Balinanın içi dışarıdan göründüğünden çok daha genişti. Duvarların istiflenmiş kutulardan örüldüğü, kat kat tünellerden ve köprülerden oluşan karmaşık bir yeraltı şehriydi burası. Karaborsadan edinmiş olduğu yönlendirme yazılımını çalıştırınca solunda duran tünellerden birisi neon mavisi ile parlamaya başladı. Tünele girdi ve neon işaretleri takip ederek onlarca tünelin kavşak noktası olan geniş bir salona çıktı. Salonun ortasında çeşitli egzotik çiçeklerle dolu bir bahçe bulunmaktaydı. BuG hayalkırıklığına uğradı; "Burada bir tane giriş olması gerekiyordu, Amazon Ormanı değil!" diyerek iç çekti.
Bir süre bahçe üzerinde süzüldükten sonra siyah bir orkidenin üzerine kondu. Ağız kısmından fırlattığı fiberler ile çiçeğin nektarına ulaştı ve çekmeye başladı.
** Sert Adamlar Arşivi'ne hoşgeldiniz **
0110000101101100011011000111100101101111
0111010101110010011000100110000101110011
0110010101100001011100100110010101100010
0110010101101100011011110110111001100111
01110100011011110111010101110011........
0110000101101100011011000111100101101111
0111010101110010011000100110000101110011
0110010101100001011100100110010101100010
0110010101101100011011110110111001100111
01110100011011110111010101110011........
"Bu değil.." BuG hızla bağlantısını kesip tekrar havalandı. "Ortalığı karıştırmak için bahçeyi porno arşivleri ile süslemek gerçekten iyi bir fikir". Bahçedeki bütün çiçekleri deneyecek kadar zamanı yoktu. Alacalı renklerde, kadife dokulu bir çiçeğe doğru yönlendi. Çok geçmeden bunun da bir "snuff" arşivi olduğu anladı ve bağlantısını kesti. Saati kontrol etti, zamanı iyice azalmıştı. Hızlıca bahçeyi tararken kuytu bir köşeye sıkışmış, solgun bir papatya gözüne çarptı. "Yok, bu kadar da klişe değillerdir?" diye düşündü. Fazla seçeneği olmadığına karar verip papatyanın üzerine kondu, bağlantısını kurdu ve indirmeye başladı. "Kutsal Kase'nizi buldum!" dedi içinden, şansı yaver gitmişti. Papatya yavaşça soluyor ve küçülüyordu.
BuG istediğini almıştı, çıkış prosedürünü başlattı. İçinde bulunduğu sanal gerçeklik üçgen yüzeylerle kaplanıp detaylarını kaybetmeye başladı. Nesneler basit geometrik prizmalara dönüştü. Geldiği yöne, gökyüzüne doğru yükseldi.Yükseldikçe gökyüzü maviden siyaha, bulutlar da ızgara şekline döndü. Tam her şeyin karanlığa gömüldüğü anda gözünü loş florasanlarla aydınlatılmış odasında açtı.
Koltuğunda doğruldu, kulağının arkasındaki soketten hafıza kartını çıkarttı. Kartı bir tablet bilgisayara yerleştirdi. Tablette eski görünümlü bir film oynamaya başladı. Başrol oyuncularının isimlerinden sonra filmin adı ekranda göründü:
CHIBA CITY BLUES
Tüm Chiba City sakinlerine sevgilerle