Kurtulacaksın...
Arabamda uzun bir süredir oturuyorum, motor kapalı. Soğuk sinsice içime işlemiş, farkında bile olmadım.
Kuşlar toplanmaya başladı aracımın etrafında, acaba onlar da üşüyor mudur diye geçti aklımdan.
Tam şu anda empati yapabilirim diye düşünürken ufak bir empati kaçırdım sessizce. Ama pencereyi açamadım, hava çok soğuk demiş miydim? Nefes almak zorlaştı.
Bu dağın başında saplanıp kalalı kaç saat oldu bilemiyorum. Acıkmaya da başladım, ayaklarım lezzetli görünüyorlar. Ama mikro dalgaya atmadan önce buzlarının çözülmesini beklemem gerek. Aracın çakmağı iş görür mü acaba? Ah.. Doğru, akü de bitmişti biraz önce, hatırladım. Biraz daha empati yardımcı olur belki.. Oh! Empatinin yanında bir kuple de sempati geldi bu sefer.
Gri renkli bir kuş yan aynanın üzerine kondu, kafasını manidar bir şekilde yana eğdi, gözlerimin içine baktı. Pencereyi açmak için yeltendim, havalandı ve gözden kayboldu. O anda aracın teybinden tıkırtılar gelmeye başladı, akü de bitmişti oysa ki. Kuş teypteki bir delikten başını çıkarttı, "Merhaba" dedi.
İçeri girdi ve direksiyonun üstüne kondu, bana bakıyordu. Ben boş bir ifade ile bakarken kendisini tanıttı, "Güven Dayı derler bana burada.. Sen iyi misin evlat?" dedi. "E..Evet dayı iyi..iyiyim." sesim titrek ve zorla çıkıyordu, söylediklerim hiç inandırıcı değildi. Güven Dayı çenesi düşük çıktı, anlattıkça anlattı; "Ben asırlardan beri buranın bahçıvanlığını yaparım. Soğuktan delirip ölen ruhlar birikir hep bu bahçede, ben de toplarım onları". Bir kanadının ucunu işaret parmağı gibi uzatmış beni gösteriyordu bir yandan. "Ama merak etme, hep yüzlerinde tatlı bir gülümseme olur rahmetlilerin. Donmadan önce tüm kasları gevşer ve ılık ılık yavaşça ruhlarını bırakıverirler. Bu sıcaklık hissiyle huzur kaplar içlerini ve öyle terk ederler bu diyarı". Gözlerimin dehşetle açıldığını hissediyordum ama gördüklerim yavaşça karanlığa karışıyordu. Sesler de boğuklaşırken Güven Dayı sakin ve sıkıcı ses tonuyla anlatmaya devam ediyordu "Hala da her bayram ziyaretime gelirler sağolsunlar, elimi öperler. Pek hayırlıdır kayıp ruhlar...". Sesler ve görüntüler artık tamamen kaybolmuştu.
Babayı kurtulacaksın...