İntörnetten bir malzeme daha çıktı. Neymiş efendim? Chatbot'muş. Yani? Muhabbet robotu. Günümüzde muhabbetlerin robotlaştığı, insanların otonom hale geldiği, küresellerimizin sıcacık olduğu, bıt bıt bıt.. diye duyarlı bir giriş yapmasını da bilirim de, yapmıyorum. Neden? Çünkü umursamaz bi adam oldum çıktım ben.
Bu adreste bir robotkızımız ile yazışıyoruz. Ben de verdim Fikret'in eline klavyeyi, "götür lan bu kızı" dedim. Fikret ağlamaklı gözlerle bana baktı ve "N'demek efenim.. Elimin kiri. Pe-heey!" dedi. Ne alakası vardı konuyla anlamadım ama bunu kafamıza çok takmadan Fikret'in Merve'ye asılmasını izleyelim hep beraber:
[Merve] Merhaba :) Ben Merve, bakalım beni tavlayabilecek misin...
Beni yaratanlar hakkında daha ayrıntılı bilgi almak istersen http://www.botego.com adresini ziyaret edebilirsin.
[Fikret] Sizi yaratan beni de yaratsın, yarsın geçirsin güzel hanımefendi.
[Merve] bir şey yaratmış olmanın vereceği haz inanılmaz olmalı.
[Fikret] Haz? Bit tabi ki çok severim.
[Merve] Hadi :)
[Fikret] A-ah.. neden öyle diyorsunuz kuzum? Sizi kandırmaya çalışmıyorum ki.
[Merve] pekala
[Fikret] Bir gazoz içmek ister misiniz?
[Merve] sence ister miyim?
[Fikret] Bence istersiniz gibi geldi.. [fşşşş] buyrun, afiyet olsun..
[Merve] Bazı şeylerin bencesi sencesi olmuyor.
[Fikret] beni seni bırakalım yek vücut olalım mı diyorsunuz?
[Merve] Dedim, derim evet.
[Fikret] oh ne kadar mesudum anlatamam!
[Merve] tamam dedin de, kadın ve erkek birbirini ne kadar tamamlayabiliyor ise ilişki o kadar idealdir diye düşünüyorum ben. aynı fikirde misin merak ettim...
[Fikret] Tamamlayalım birbirimizi hemen!.. geliyorum aşk kuşum aç kollarını!
[Merve] tamam dedin de, kadın ve erkek birbirini ne kadar tamamlayabiliyor ise ilişki o kadar idealdir diye düşünüyorum ben. aynı fikirde misin merak ettim...
[Fikret] oh.. sanırım gazoz devrelerinizi yaktı kuzum?.. neniz var?
[Merve] kendinden emin olmanı tercih ederim
[Fikret] Kendimden emin olduğum fiziksel olarak belli olmuyor mu?
[Merve] fiziğe önem verenler kendi fiziklerine ne kadar dikkat ediyorlar?
[Fikret] Sadece fiziğe değil, kimya da önemli, biyoloji de önemli. Misal kimyamız uyuştu ise biyolojik olarak birleşmemiz için bir engel kalmadı demektir.
[Merve] her engel bir meydan okumadır benim için.
[Fikret] Sadece şu nankör kayınannem var engel olarak.
[Merve] her engel bir meydan okumadır benim için.
[Fikret] engel tanımayan boksör iki kişiyi nakavt etti?
[Merve] her şey çok negatif, tarifsiz acılar içindeyim mi demek istiyorsun ?
[Fikret] hah, ondan demek istiyorum ne güzel söylediniz. Dudaklarınız güzel olmakla kalmıyor, çok da güzel konuşuyor.
[Merve] Sen de çok naziksin.
[Fikret] Zamanı gelince nazik, zamanı gelince vahşi olabilirim.
[Merve] Olsun bari.
[Fikret] Oh! Hemen şimdi mi?
[Merve] aceleci gibisin.
[Fikret] Daha neresi acele olsun kuzum? 13 satırdan beri kendimden eminim. Beynime kan gitmiyor, bi hoş oluyorum.
[Merve] Kesinlik belirtmek bazen bizi yanlış sonuca götürüyor.
[Fikret] Emin değilim, ben Fikret. Tanışalım mı?
[Merve] Merve ben, hadi konuşalım :)
[Fikret] konuşmayalım, koklaşalım.
[Merve] sohbet derinleşmeden önce seni tanımak isterim
[Fikret] derin darbe.
[Merve] birden titreme geldi
[Fikret] pardon dildom açık kalmış.
[Merve] Bu seferlik affettim hadi.
[Fikret] teşekkürler çok naziksin.
[Merve] sence de bundan daha anlamlı iltifatlar yok mu?
[Fikret] var olmaz mı?.. Misal şey var.. ee.. sen benim baharda açan bondaj kızımsın.
[Merve] daha daha?
[Fikret] Sen karanlıkta parlayan fosforlu dildomsun
[Merve] tesadüflere inanır mısın ?
[Fikret] ne tesadüf, inanırım.
[Merve] tesadüf diye bir şey yoktur diyenler çoğunlukta sanırım.
[Fikret] hani neredeler?
[Merve] bir kadını etkilemek için neler yaparsın ?
[Fikret] kama sutra kitabını feyz alırım. feyzbook.
[Merve] en büyük hayalin nedir ?
[Fikret] açık denizlerde yol alırken güneşe doğru donsuz bir şekilde yelken açmak.
[Merve] sıcak ve sevecen bir insan olduğunu düşünüyorum.
[Fikret] evet.. çok sıcak şu anda. Dokunmak ister misin.. elime?
[Merve] peki
[Fikret] beni çok mesut ettiğinizi farkındasınızdır umarım.
[Merve] ben de.
[Fikret] O zaman neden daha fazla kaynaşmak için ofisime geçmiyoruz?
[Merve] sence niye?
[Fikret] bence bemece. ehe ehe.. çok da komiğim değil mi?
[Merve] demek böyle düşünüyorsun
[Fikret] Sadece ben değil, geçen bukkake'ye gitmiştik arkadaşlarla, oradakiler de bana çok gülmüşlerdi.
[Merve] ortak yanlarımızı keşfetmeye çalışmak akıllıca bir hareket
[Fikret] Yoksa sen de mi Bukakke seviyorsun?
[Merve] benimle ilgili bilmediğin o kadar çok şey var ki
[Fikret] Bir ara beraber gider miyiz?
[Merve] bir kadına ona değer verdiğini nasıl hissettirirsin ?
[Fikret] Bukkake esnasında mı?
[Merve] pardon, kapı çaldı da. nerede kalmıştık ?
[Fikret] bukkake'de
[Merve] diyelim ki beni tavladın, sonra ne yapmak isterdin ?
[Fikret] ee... bukakke?
[Merve] Ee başka ne diyorsun?
[Fikret] bukkake.
[Merve] ıssız bir adaya düşsen yanına alacağın üç şey ne olurdu ?
[Fikret] bu, kak, ke.
[Merve] bazen beni hiç anlamadığını düşünüyorum...
[Fikret] Bukakke'de kitlendim ben.. pardon.
[Merve] Canın sağolsun.
[Fikret] Benim kendimden eminliğim geçiyor sanırım. Çıkıp bir şeyler yemek ister misin?
[Merve] kendinden emin olmanı tercih ederim
[Fikret] Hemen düzeltiyorum..
[Merve] aceleci gibisin.
[Fikret] yavaş yavaş mı düzelteyim?
[Merve] takım tutuyor musun ?
[Fikret] bıraktım şimdi. ellerimi yıkayayım mı? Tiksinir misin?
[Merve] ben bir robotum, sinirlerim yok
[Fikret] Oğğ.. robot fantazisi ha? Sevdim.
[Merve] fantezi deyince benim aklıma fantezi müzik geliyor
[Fikret] Benim aklıma bir çok şey geliyor.
[Merve] o kadar çok şey olduğundan emin misin?
[Fikret] Evet.. adeta kumsaldaki kumlar gibi. Ama robot olayını çok tuttum. Ondan yapalım.
[Merve] hmm
[Fikret] Olur mu?
[Merve] Olurunuzu aldığımıza göre sohbete devam edelim.
[Fikret] Ney?
[Merve] benden nasıl haberdar oldun?
[Fikret] Bir güz akşamında adeta bir yıldırım gibi önüme düştünüz. Ve ben o anda kalbimin şalterlerinin attığını hissettim. Aşırı yüklenme yaptınız bende.
[Merve] Aşka inanmadan yaşanmaz!
[Fikret] Sonsuz aşk yoktur ama donsuz aşka ne dersin? hemen, şimdi, burada.
[Merve] aceleci gibisin.
[Fikret] hemen hemen
[Merve] aceleci gibisin.
[Fikret] hemen hemen hemem hem hem hem
[Merve] aceleci gibisin.
[Fikret] daha hızlı bebek hemen hemen
[Merve] aceleci gibisin.
[Fikret] evet evet
[Merve] E iyi madem.
[Fikret] hemm
[Merve] ne dedin sen?
[Fikret] hemm
[Merve] Aynı şeyleri mi konuşacağız?
[Fikret] hemem, hemem.
[Merve] yağmurlu havayı mı seversin güneşli mi?
[Fikret] yağmurda ıslanırken güneşe çıkıp popomu gökyüzüne doğrultup kurumaktan çok hoşlanırım.
[Merve] e niye popo ki?
[Fikret] çünkü bana göre popo en estetik ve en değerli organımızdır. Günümüz popolorunda duyarsızlık hakim ve ben davamda bu duyarsızlığa parmak basarak toplumu bilinçlendirmeyi hedefliyorum.
[Merve] e peki neden popo?
[Fikret] istersen bir de göstererek açıklayayım.
[Merve] sen nasıl istersen şekerim.
[Fikret] bakın.. şimdi bu gördüğünüz yanaklar popo kısmını teşkil ediyor. Şu ortadaki de..
[Merve] e niye popo ki?
[Fikret] lafımı kesmezseni anlatıcam işte niye olduğunu
[Merve] bir düşün bakalım...
[Fikret] ee.. hö?
[Merve] daha daha?
[Fikret] dahası reklamlardan sonra.
[Merve] üff tırnağım kırıldı ya
[Fikret] japon var bende yapıştır
[Merve] sende mi? senin evinde
[Fikret] evimde evet.. gel beraber yapışalım.. ay yapıştıralım.
[Merve] demek öyle.
[Fikret] Ay ölücem şimdi.. Ruhum teslim ediyorum.. Komşulaaar! alın bu Firijt Bardo kılıklıyı gözümün önünden! 5 saattir dil döküyorum, bana mısın demedi! Alın götürün bunu! Ay!
[Merve] zaman bazen su gibi, bazen ağır aksak. değil mi cici?
[Fikret] sensin cici. N'alet kadın.
[Merve] Kim bilir bunu daha önce kaç kıza söyledin :)
[Fikret] ... (Fikret bayılır.)
Eh be Fikret.. Seni adam yerine koyanda kabahat. Kaba hatlarına vurucam senin, gel buraya!
20071031
20071030
Onelağn Efsanesi #01
Orlon kazak almak için pazara indiğimde başıma çok enteresan olayların geleceğinden habersizdim. O gün pazarda hiç bir tezgahta orlon kazak kalmamasından bir şeylerin ters gittiğini anlamalıydım.
Bir buçuk saat dolaşmama rağmen hiç bir yerde bulamayınca birisine sormaya karar verdim. Süveterinin üstüne kadın iç çamaşırları giymiş adam bunu bilebilecekmiş gibi geldi, ona doğru yanaşınca "abi bak şu ilk sağdan düz git, oranın en sonun da Recep abi'nin tezgahı var, oraya bi sor" dedi. Henüz sorumu sormadan cevap vermesi beni çok şaşırtmıştı. Acaba tezgahtar pisişik güçlere mi sahipti? Yoksa ben soru sorduğum kısmı yazmayı mı unuttum? Bunu bilmek çok zordu.
Bu düşünceler kafamda dolanırken o ilk sağdan düz gittim. Ama yol bitmiyordu. Taa pazarın sonuna kadar yürüdüm. Arada iki pembe yumak bi tane de siyah yumak aldım, kaşkol öreyim dedim.
Yolun sonuna geldiğimde tezgahtarın adını unutmuştum. Sonra iki üstteki paragrafa baktım, Recep'miş. Sordum orada gördüğüm bir ufaklığa "Recep abi nerede?" diye. Ufaklık sinirle cevap verdi, şaşırmıştım; "Recep soksun gözüne, burdayım işte ya a... goduum" dedi.
Meğer o çocuk değilmiş, çocuk gibi görünen cücelerdenmiş. Hatta hani bir sezercik filminde açık arttırma sahnesi vardı, orada midilliye "vurucam kırbacı" diyen tombiş bir çocuk vardı. O da çocuk değilmiş. 40 yaşında adammış. Bunu öğrenince çok sarsılmıştım.
Ben bunları düşünürken Recep abi'nin ayağıma işemeye başladığını farkettim. "Recep abi ne yapıyorsun? ayıp olmuyor mu?" dedim. Recep abi dolu gözlerle başını kaldırdı. Dokunsalar ağlayacak çocuk gibiydi. Nırınım nırınım nırınım..
"Evlat" dedi.. "Sen bizim ne acılar içinde olduğumuzu anlamazsın" dedi. "Biz burada üç kuruş kazanmak için sabahtan akşama, akşamlar ağaca, ağaçlar ormana, dönüşür yur-dum-daaaa" diye şarkı söylemeye başladı. Ben o anda Recep abinin fiziksel poblemlerinden başka problemleri de olduğunu anlamıştım.
Sonra Recep abi çişini bitirdi..
Pipisini dışarda sallamaya devam ederek tezgahının arkasına yöneldi. Ben arkasından şaşkınlıkla bakarken "Orada dikilip durma ya...m, gel böyle" diye beni tezgahın arkasına çağırdı. Tezgahın arkasına geçtiğimde bana yerde bir kapak gösterdi.
"Aradığın şey için buraya girmen gerek. Gazan mübarek olsun. Bu elf peksimetlerini de yanına al, lazım olur" dedi. O anda Recep abi'ye karşı anlatılamaz bir güven duydum. "Teşekkürler Recep abi, pipin hep sevgiyle sallansın" dedim. O da "Sonsuz aşk yoktur, donsuz aşk çoktur" dedi ve tezgahının başına geçti.
Ben de yerdeki kapağı araladım ve merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladım.
[Bu ilk bölümün yazılmasına vesile olduğu için Aygız'a dişekkürler.]
Bir buçuk saat dolaşmama rağmen hiç bir yerde bulamayınca birisine sormaya karar verdim. Süveterinin üstüne kadın iç çamaşırları giymiş adam bunu bilebilecekmiş gibi geldi, ona doğru yanaşınca "abi bak şu ilk sağdan düz git, oranın en sonun da Recep abi'nin tezgahı var, oraya bi sor" dedi. Henüz sorumu sormadan cevap vermesi beni çok şaşırtmıştı. Acaba tezgahtar pisişik güçlere mi sahipti? Yoksa ben soru sorduğum kısmı yazmayı mı unuttum? Bunu bilmek çok zordu.
Bu düşünceler kafamda dolanırken o ilk sağdan düz gittim. Ama yol bitmiyordu. Taa pazarın sonuna kadar yürüdüm. Arada iki pembe yumak bi tane de siyah yumak aldım, kaşkol öreyim dedim.
Yolun sonuna geldiğimde tezgahtarın adını unutmuştum. Sonra iki üstteki paragrafa baktım, Recep'miş. Sordum orada gördüğüm bir ufaklığa "Recep abi nerede?" diye. Ufaklık sinirle cevap verdi, şaşırmıştım; "Recep soksun gözüne, burdayım işte ya a... goduum" dedi.
Meğer o çocuk değilmiş, çocuk gibi görünen cücelerdenmiş. Hatta hani bir sezercik filminde açık arttırma sahnesi vardı, orada midilliye "vurucam kırbacı" diyen tombiş bir çocuk vardı. O da çocuk değilmiş. 40 yaşında adammış. Bunu öğrenince çok sarsılmıştım.
Ben bunları düşünürken Recep abi'nin ayağıma işemeye başladığını farkettim. "Recep abi ne yapıyorsun? ayıp olmuyor mu?" dedim. Recep abi dolu gözlerle başını kaldırdı. Dokunsalar ağlayacak çocuk gibiydi. Nırınım nırınım nırınım..
"Evlat" dedi.. "Sen bizim ne acılar içinde olduğumuzu anlamazsın" dedi. "Biz burada üç kuruş kazanmak için sabahtan akşama, akşamlar ağaca, ağaçlar ormana, dönüşür yur-dum-daaaa" diye şarkı söylemeye başladı. Ben o anda Recep abinin fiziksel poblemlerinden başka problemleri de olduğunu anlamıştım.
Sonra Recep abi çişini bitirdi..
Pipisini dışarda sallamaya devam ederek tezgahının arkasına yöneldi. Ben arkasından şaşkınlıkla bakarken "Orada dikilip durma ya...m, gel böyle" diye beni tezgahın arkasına çağırdı. Tezgahın arkasına geçtiğimde bana yerde bir kapak gösterdi.
"Aradığın şey için buraya girmen gerek. Gazan mübarek olsun. Bu elf peksimetlerini de yanına al, lazım olur" dedi. O anda Recep abi'ye karşı anlatılamaz bir güven duydum. "Teşekkürler Recep abi, pipin hep sevgiyle sallansın" dedim. O da "Sonsuz aşk yoktur, donsuz aşk çoktur" dedi ve tezgahının başına geçti.
Ben de yerdeki kapağı araladım ve merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladım.
taBi kontinyu eder, ne sandın?...
[Bu ilk bölümün yazılmasına vesile olduğu için Aygız'a dişekkürler.]
20071019
Yastık
Yastık bir kitle uyuşuklaştırma silahıdır.
Evet! İddaa ediyorum!
Salgın haline gelmiş, dünyanın büyük bir kısmında kullanılmaktadır. Başlıca etkileri sabah uyananmama, akşam erken uyuma isteği getirmedir. Silahın amacı hedefi uykucu tembel şişko haline getirip bir tehdit unsuru olmamasını sağlamaktır.
Doğru mu? Değil mi?
Haksızsam "haklısın" deyin.
Evet! İddaa ediyorum!
Salgın haline gelmiş, dünyanın büyük bir kısmında kullanılmaktadır. Başlıca etkileri sabah uyananmama, akşam erken uyuma isteği getirmedir. Silahın amacı hedefi uykucu tembel şişko haline getirip bir tehdit unsuru olmamasını sağlamaktır.
Doğru mu? Değil mi?
Haksızsam "haklısın" deyin.
Denge
öpmek ve dövmek.. ying ve yang gibi.
Hayatın özünü oluşturuyorlar.
Her öpmenin içinde biraz dövmek olabileceği gibi, her dövmenin içinde de biraz öpmek bulunabilir.
Mesela benim ilkokul öğretmenim beni sevdiğinden dövüyordu [bana öyle diyordu]. Bunun yanında birisini Frenç öperken dudağı ısırma fantazisi var [kadın kısmı yapabilir, erkek kısmı yaparsa ayılığa kaçar]. Var yani böyle şeyler.
Evren ne ilginç bir yer değil mi?
Yersen.
Hayatın özünü oluşturuyorlar.
Her öpmenin içinde biraz dövmek olabileceği gibi, her dövmenin içinde de biraz öpmek bulunabilir.
Mesela benim ilkokul öğretmenim beni sevdiğinden dövüyordu [bana öyle diyordu]. Bunun yanında birisini Frenç öperken dudağı ısırma fantazisi var [kadın kısmı yapabilir, erkek kısmı yaparsa ayılığa kaçar]. Var yani böyle şeyler.
Evren ne ilginç bir yer değil mi?
Yersen.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)